Zihnimizi doğru organize etme alışkanlığı kazanmak ve hayatımızın dengesini geri almak

Nurçin Koçoğlu
5 min readDec 20, 2020

Giderek artan bilgi bombardımanı ve her şeye yetişme temposunda hayat kalitemizi ve verimimizi korumanın yolları

Information Overload

Yüz binlerce yıldan bu yana beynimiz fizyolojik açıdan önemli bir değişiklik geçirmedi. Sadece yüz yıl öncesine göre kıyasladığımızda yaşantımız ise giderek hızlandı, sürekli hayatımıza giren uyaranların sayısı ise akıllı telefon ve ekran kullanımız ile birlikte inanılmaz derece arttı. Dünya tarihi üzerinde üretilen toplam datanın % 90'ı sadece son iki yılda üretilmiş. 2.5 kentilyon ( 25'in sonuna 17 tane 0 ekleyebilirsiniz) bayt veri her gün insanlar tarafından yaratılıyor.

Çalışma ortamımızda bir yandan gelen e-postaya bakıp, eş zamanlı olarak bir çevrimiçi toplantı yapıyor, o esnada cep telefonumuza gelen bankadan kredi kartı ödeme notifikasyonu ile dikkatimiz dağılıyor, whatsapp’ten evde şampuan bitti uyarısı geliyor, aynı anda yöneticimiz size işle ilgili bir talepte bulunuyor. Tüm bunlar olurken de instagram’dan bir arkadaşımız bir konuda fikir danışıyor. Aynı 5 dakika içinde yüz yıl öncesine göre inanılmaz sayıda uyarana maruz kalıyoruz. Bu durum yapısı aynı kalan zihnimiz için ciddi bir ısınma ve yanma uyarısı riskini içeriyor.

Belirli bir konuya odaklanmak için planlı bir zaman ayırmışken, ulaşan her bir uyaran ile bambaşka bir konuya dalmış, bölünmüş, yorulmuş ve hatta dağınık hissedebiliyoruz. Yetişememe hissi, yorgunluk ve dikkat kayması yaşayabiliyoruz. Bu, bizi belki de farkında olmadığımız kadar yüksek seviyede yoruyor. Beynimizin yapısı, aynı anda birçok konuyu yapmaya değil, o anda tek işi yapmaya programlı. Ancak bu şekilde verimli çalışabiliyor. Yani popüler tanımı ile “multitasking”e değil “single tasking”e odaklandığında gerçek kapasitesinde çalışabiliyor. Açıklaması ise çok basit: Nasıl ki bilgisayarımız aynı anda birçok dosya ve program açıkken daha yavaş ve daha düşük verimde çalışıyor, zaman zaman hata veriyorsa, beynimiz de aynı bu şekilde bir yapıda çalışıyor.

Her geçen gün artan bu “multitasking” ve “yüksek uyaran” ortamında zihnimizi nasıl kontrol edebiliriz? “Multitasking”in hayatımıza maliyetini nasıl öngörürüz? Hayatımızın ve çalışma ortamımızın kontrolünü nasıl geri kazanabiliriz? Verimimizi nasıl koruruz? Çözümleri bir alışkanlık haline dönüştürmezsek her geçen gün artması öngörülen veri bombardımanında bütünsel iyilik halimizi nasıl gözetebiliriz? İşte size başlayıp düzenli yaparak alışkanlığa dönüştürebilmek üzere birkaç ipucu…

Zen Mind

1. “Multitasking”den Uzak Durmak

Çalışırken ya da bir konu üzerine odaklanmak istediğimizde tüm uyaranlardan uzak duracağımız 40'ar dakikalık dilimler yaratabiliriz. Bilgisayarınızda posta kutusunu kapamak, açık uyarıları kapamak, telefonumuzu veri kapalı moduna almak, çalışma masamızı boş ve düzenli tutmak, kağıt kalem ile yazarak çalışmak, o anda tek işle ilgilenmek yapabileceğimiz ana hareketler. 40 dakikada ne kadar verimli olabildiğinize inanamayacaksınız. Ve inanın 40 dakika başka mesajlara bakmadığınızda büyük bir sorun olmayacak, çok önemli bir konu varsa en fazla telefonunuz çalacak. Bu 40 dakikanın sonunda da su içmek ve yerinizden kalkarak tercihen cam kenarında bile olsa temiz hava almak, birkaç derin nefes odağınızı geri kazanmanıza destek olacak. Bunu sağlayan bilgisayarlarınızda kullanabileceğiniz verimlilik programlarının da sayısına araştırdığınızda inanamayacaksınız.

2. Zen Düşünme Sisteminden Faydalanmak

Tamamlayamadığınız işlerin üzerinizde yarattığı baskı ve kaygıdan arınmak için temel “mindfulness” egzersizlerini her gün 5 dakika da olsa yapma alışkanlığı edinebilirsiniz. Gelecek ile ilgili kaygılara odaklanmak ya da geçmiş deneyimlere kapılmak yerine içinde bulunulan zaman diliminde kalmak zihnimiz için çok önemli bir sakinleştirici. Masanızda bir kum saati bulundurarak arada onun süresince sadece sakin durup nefes alabilir ya da buna yönelik birçok uygulamadan faydalanabilirsiniz. Her gün beden tarama egzersizi yapmak da yardımcı olabilir. Her gün 5 dakika boyunca bu arayı vermek ile inanamayacağınız kadar odağınızı artırabilir ve stresinizi azaltabilir.

Aynı şekilde üzerinde çalıştığınız konunun tamamı ve yetişme zamanlaması için endişe etmek yerine konuyu günlük parçalara bölüp bir takvime oturtarak her gün sadece o gün içinde yapmanız gereken kısmını tamamlayabilirsiniz. Her gün küçük parçayı tamamladığınızda kaygılanmanıza gerek kalmadan bütünü nasıl yönetebileceğinizi görmek harika değil mi?

3. Yaşamın Bütününde Sadeleşmek

Bugün ortalama bir süpermarkette ortalama 40 bin farklı ürün bulunuyor. Alışveriş listemizi tamamlamak için ihtiyaç duyduğumuz ürünlerin %80'inin sayısı ise 150 civarlarında. Yani basit bir market alışverişinde bile 150 ürünü seçmek için 39.850 ürünü elememiz gerekiyor. Beynimiz enerji ile çalışıyor ve her bir kararımız için beyin toplam enerjisinden harcıyor. Bu enerjinin de bir limiti var.

Düzenli yaptığımız işlerde daha az enerji harcamak ve verimimizi artırmak için her seferinde farklı şekilde konuyu yapmak yerine 150 ürünü listemize kaydedip otomatik olarak aynı siparişi vermenin maliyeti ona ayıracağımız zamanı, indirimi arama maliyetinden çok daha düşük. Tam da bu nedenle yüzyılın birçok dahi ve zengini her gün giysi seçmek yerine aynı giysiden 10 tane bulundurup aynı şeyi giyebiliyor.

Bu bakış açısı giyim şeklimizden restaurant seçimlerimize kadar geçerli. Kendimizi ne kadar az sayıda karar vermek zorunda bırakırsak beynimizde gerçek ve önemli kararları verebilmek için o kadar alan açabiliyoruz. Yani beyin “memory”imizi doğru kullanabiliyoruz.

Yapılacak işler listemizi de her sabah yazarak yanlarına minik post-it’ler ile gruplayabiliriz. Yapma, hemen bitir, parçalara böl, delege et, ertele, yardım iste gibi gruplamalar ve yanına o işin ne kadar sürmesini beklediğimizi yazmak da en önemli konuları bulmamızı sağlayabilir. 5 dakika kuralı ile de hareket edebiliriz. Yapacağımız iş 5 dakika ve altında ise hemen bitir. Odaklanmamız gereken konuların katma değeri en yüksek ve en önemli işler olmasını gözetir ve 40 dakikalık bölünmeme seanslarımızı buna ayırırsak gerçek bir farka dönüşebilir.

Evimizi ve çalışma alanımızı da sade, az eşyalı ve düzenli tutmak araştırmalara göre odaklanma yetimizi artırıyor ve beyine de düzenli çalışması için gerekli ortamı sağlıyor.

4. Karar Mekanizmamızı Doğru Kurgulamak

Günün en verimli saatleri olan uykumuzu aldığımız sabah saatleri en önemli ve fark yaratacak işleri yapmak için ideal. Önemli kararları sabah saatlerinde kan şekerimizin de dengeli olduğu saatlerde almak, daha otomatik, dikkat gerektirmeyen rutin konuları enerjimizin azaldığı, daha az dikkatimiz olan saatlere bırakabiliriz.

Kullanmadığımız her şeyi de hayatımızdan çıkarabiliriz. Eski arşiv dosyaları, gereksiz eşyalar, kullanmadığımız aksesuarlar, telefonumuzda kullanmadığımız uygulamalar, bunların hepsi seçim sırasında kalabalıklar arasından elememiz için beyin memory’imizi kullanıyor. Daha az ve önemli konu arasından seçim yapmak kararlarımızı daha doğru yapmamıza katkı sağlıyor.

Yine aynı şekilde doğru kararlar almak için aralar vermek ve tatil yapmak çok önemli bir verim sağlıyor. Yapılan araştırmalara göre önemli bir problemi çözmek için öğrenciler sürekli çalışmak yerine bir ara verip geri döndüklerini problemi daha kısa sürede ve daha yaratıcı şekilde çözebiliyorlar. Aynı şekilde Ernst&Young firması çalışanlarının verimini artırmak için çalışanların izin süresini arttırıyor. Verilere göre alınan her 10 saatlik ek tatil zamanı çalışan verimini %8 oranında arttırıyor.

5. Küçük Başlamak ve Alışkanlık Haline Getirmek

Bu ipuçlarını aynı anda yapmaya başlamak yerine birini seçerek her gün küçük küçük ama düzenli yapmaya başlamak, ortalama 70 gün gibi bir zaman diliminde alışkanlık haline getirdikten sonra yeni bir madde eklemek çok faydalı olabilir. Otomatik pilota geçen, alışkanlık haline gelen davranışlar da memory’den daha az kullandığı için yenilerine yer açılıyor.

Umarım hayatınızda önemli faydalar sağlar ve daha dengeli, daha az kaygılı, daha az stres üreten bir şekle dönüşmesi için fırsat sağlar.

Konu ile ilgili daha fazlasını okumak isterseniz de işte size iki kitap tavsiyem:

The Organized Mind
Zen Mind

--

--

Nurçin Koçoğlu

*Mindfulness *Habits *WellBeing *Start-up Mentor *Marketing *GEM Ms Digital Business Strategy